12 Mayıs 2014 Pazartesi

Denetmene Saygı Mesleğe Saygıdır

Değerli Meslektaşlarım,


Bildiğinizi varsaydığım konuları geçmek isterdim; ancak denetim mekanizmasının algısı konusunda edindiğim izlenim aslında pek de bilgi sahibi olunmadığı yönünde oldu.Şöyle ki yasamızın yürürlüğe girmesinin akabinde oda yöneticileri yetkileri çevresindeki meslektaşlara bilgilendirme toplantıları ya da yazılı-görsel ilan-afişlerle;gerek mail gruplarında gerekse de sosyal medya aracılığıyla duyurular yaptı ve herkesin bilgilendiği varsayımı üzerinde yasanın doğal gereği olarak denetim faaliyetlerini "bilinçli" meslektaşları da kapsayacak şekilde devam etti;hatta artırarak devam etti.
Denetim süreci tabii ki meşakkatli bir işti, hem denetleyenin hem de denetlenenin sorumlulukları vardı; her şeyden önce yasa-yönetmelik ve uygulama esasları çerçevesinde yürümeliydi her şey. Yani meslektaşlarımızın geçerli çalışma kartının varlığı ve gözle görülür şekilde taşınıp taşınmadığından başlayarak, rehber-acente sözleşmesinde taraflarına ilişkin bilgilerin, sözleşmenin konusunun, tarafların hak ve yükümlülüklerinin, ücret, süre, turist rehberinin ruhsatname ve çalışma kartı numaralarının, tur programı ile tarih ve imzaların bulunması zorunluydu ve bunun incelenmesi gerekiyordu.
İncelemeyi de odalarımızın istihdam ettiği personel veya tamamen gönüllülük çerçevesindeki mesleğe aşık meslektaşlar yapmaktaydı. Kendileri grupları rahatsız etmeden ve turu aksatmadan, meslektaşlara medeni insanlar düzeyinde yaklaşarak sorularını yöneltecek ve denetleme çok kısa bir süre gerektirecekti. Denetlenen meslektaşlarımız yasanın gerektirdiği tüm sorumlulukları çerçevesinde çalışma kartını ve sözleşmesini süratle gösterecek; denetmen arkadaşlara yardımcı olacaktı. Ne de olsa mesleğimizin en büyük tehdidi bulunan "kaçak rehberlik" kurumunu da arkadaşlar denetliyor ve her gün küfrü-tehdidi ve saldırıları mesleğimiz adına göğüslüyorlardı. Kaçak olarak ifa edilen ve yasa ile korunan bir mesleği icra edenlerin polise-zabıtaya veya bakanlık görevlilerine hatta Türsab yetkililerine aldırmadan denetmen arkadaşlara saldırabildiği (odun-sopa- satır-pala-ayakkabı-kaba dayakla hatta sürekli olarak "kafana sıkayım mı?" gibi sorulara muhattap olarak) güzide bir ülkede yaşadığımızın bilincindeki meslektaşlarımız; "empati" kurarak ve şükran içinde işleri kolaylaştırmanın peşinde olmalıydı. (Kim bilir kaç paraya yapılıyordu bu işler? Ya da bu paralara bu kabil tehlikeli işler yapılabilinir miydi?) Turist gruplarının neden denetime tabii olunduğu yönündeki sorularına muhattap olan rehber meslektaş da; bunun"rutin" bir kontrol olduğunu izah ederek grubuna "gururla" hak ettiği çalışma kartını göstererek yetkin ve uzman vs. gibi meziyetleri olduğundan dem vurup bu durumu fırsata çevirebilecekti. Tabii ki Türkiye'mizin bir hukuk devleti olduğunu, hatta rehberlerin örgütlü ve yasa ile düzenlenen bir meslek grubu olduğu ve haklarımızın korunması için denetlemelere ihtiyacımıza da atıfta bulunabilirlerdi.

Evet...böyle olmalıydı... İş arzının artması kaçak rehberliğin önlenmesi ile mümkün olabilirdi.Yetkisiz kişiler ülke imajını da yerle bir ediyordu. Ülke tanıtımını ancak ehil kişiler yapmalıydı. Denetmen kardeşlerimiz mütevazı paralara bu ulvi görevin peşindeydiler. Onların işlerini kolaylamak ise tüm sorumlu meslektaştan beklenirdi. Rehber halden anlardı... Sıkıntıyı bilirdi....Kendi meslek yaşamında tecrübesi gereği; güler yüz ve sabrın gerekliliğini ondan iyi bilen olamazdı...

Ancak durumun tam da böyle cereyan etmediği kısa sürede açığa çıktı. Denetlenmeyi bir yük; bir külfet veya gereksiz bulduğunu söyleyen mi dersiniz, otobüsteki koltuğunda oturup belgelerini otobüsteki yerinden denetmene sallayarak ( meslek adına denetimlere kolluk veya bakanlık veya Türsab yetkilileri de iştirak ediyor.... meslektaşın meslek denetimine saygısı....utanç verici) kontrolünü talep eden mi dersiniz;

denetmen arkadaşlarımızın "ne hakla" veya "hangi yetkiyle" veya "kaçaklara bakın" veya "şuraya-buraya-oraya niye gitmiyorsunuz?" veya "yine mi ben?" veya "ben sizin odanın üyesi değilim (!!!)" diyen mi ararsınız; insanın inanası gelmiyor. Motivasyonu düşen, canı sıkılan ve her şeyden önemlisi senin hakların için uğraşan bu insanlarımızın maruz kaldığı muameleye layık olduklarını ( onlara saygıdeğer birer birey olarak davranan meslektaşlarımızı tenzii ederek) düşünmüyorum. Kaldı ki onların da meslektaşlardan tek istekleri "saygı". Onlara siper olmamanızı, saldırganlara karşı koymanızı veya kaçakların peşinden koşmalarını asla istemiyorlar. (aslında pek de fena olmaz ama..:))

10-11 Tureb Ankara Denetleme Çalıştayı sonrası bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Denetimler aralıksız sürecek; etkisi, caydırıcılığı ve mesleki geri dönüşümleri sabırla yukarılara taşıma adına ülkenin dört bir yanında söz konusu arkadaşlara yine karşılaşacağız. Zor bir işi gerçekleştirenlerin hakkettiği asgari saygıdan mahrum etmeyeceğiz. Ben inanıyorum...Ya siz??


Not:Rehberlere, kaçak rehberlik yapanlara ve acentelere kesilen para cezalarının tutarlarının ve ceza türü ve adetlerinin pek kısa zamanda istatistik olarak açıklandığında; tutarların ve ceza işlemlerinin çokluğu karşısında pek çok meslektaşın denetimlere bakış açısının değişeceğine kalpten inanıyorum...

2 yorum:

  1. "Not" kısmını uzun senelerdir hasretle bekliyoruz sevgili Mehmet; bir de konu itibarıyla yerden göğe haklısın ; ancak gerek sen, dostum, gerekse denetmen arkadaşlarında empati kurup; bu senelerdir yapılan denetlemelerin hiçbir sonucunu görmeyen rehberler yerine koyun kendinizi: aklın ve mantığın yolu bir olması gerekirken, senelerdir hiç bir efektivitesi olmadan yapıldığını gördüğümüz; bazı oda yöneticilerinin keyfi yönlendirmesi ile yapıldığını gördüğümüz ve bildiğimiz denetimlere nasıl saygı duyabileceğimiz konusunda bize yardımcı olunuz...
    Selim

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Mehmet Bey,

    Denetlemelere aksatmadan, olumsuz davranışlardan etkilenmeden devam etmenizi tavsiye ederim. Bir ricam daha var, sayın TUREB başkanı aidatını ödemeyen odaları açıklayacaktı (Nisan sonu ) ne oldu ? vazmı geçti ? Yoksa bizim bilmediğimiz bazı gelişmeler mi oldu ? Bu ko9nuda bilgi verirseniz sevinirim.
    Mahmut Ökçesiz-Kuşadası

    YanıtlaSil

Bu Bir Veda Yazısıdır

 Rehber örgütlenmesi süreçlerinde yıllarını geçirmiş bir meslektaşınız olarak mesleki konulardaki son yazımı kaleme almaya karar verdim. ...