Bugünlerde
sosyal medya veya mail platformlarında meslektaşlarımızın ve
kimi insiyatfilerin tartışmalarının odağında; meslek birliğinin
bir tasarrufu var.Konu belli çalışma kartı ücreti.
Yıllardır
meslek örgütlerinin gelir ve giderleri konusunda en ufak bir merakı
veya önerisi veya alternatifi olmayan; bırakın gelirlerini veya
giderlerini meslek örgütüne neden ihtiyacı bulunduğu konusunda
dahi fikri olmayan bir yığın rehber meslektaşımızın bu denli
hararetli olarak tartışmalara girişmesini açıkçası olumlu bir
gelişme olarak görmekteyim.Demek ki artık mesleğimiz meslek
olarak sahiplenilmekte; insanlarımız odalarının-birliklerinin
paralarının nerelerde kullanıldığını sorgulayacak, projesi
olanları destekleyecek ve gelecekte meslek örgütlerini yönetenleri
şeffaflaşmak zorunda bırakacaklardı. Meslekğimizin emek yoğun
olarak ifa edildiği gerçeğinden yola çıkarak ;turizm sektörünün
"entellektüel sermayesi*" niteliğindeki meslek erbabı
meslektaşlarımız artık bilinçlendi. Yöneticilerimizin sınıfsal
konumlarına uygun olarak mütevazı, gösterişten uzak ve meslek
adına yaptıkları tüm gider kalemlerini hakkaniyete uygun olarak
harcayacakları günlerin müjdesi veriliyordu
sanki..Gösterişli-şaaşalı-abartılı toplantı ve
organizasyonlar yerine sosyal sorumluluğu gözeten- toplum yararını
gözeten ve mesleki dayanışmaya önem veren organizasyonların
günleri gelmekte; meslek örgütlerimizin çalışanları başta
olmak üzere tüm turizm emekçilerinin sorunlarını da ihmal
etmeyen; zeytinlerimizin, derelerimizin ,kentsel dönüşüm mağduru
"kentlerimizin" ve madencilerimizin ve iş güvenliğinin
ve tarihi-kültürel- dinsel tüm mekan ve mecraların da sorunlarına
kayıtsız kalmayan "yeni" bir dönemin başlayacağı
ümidini taşımaktayım.
Rehber
camiasının karşı karşıya olduğu tüm sorunların aşılmasında
hepimizin "bir" olduğunun bilincine varmış bir
topluluk...Heyecan verici geliyor bana...Hizmet verme konusunda
yasadan doğan ve başkasınca yapılması yasaklanmış bir hizmeti
vermekle "yetkilendirilmiş" bilinçli bir topluluk...Sahte
sözleşmeleri kabul etmeyen, düşük ücreti kabul etmeyen, iş
güvenliği konusunda en eğitimli olmanın hakkıyla en dik
durabilen, örgütlerinin güçlenmesini mesleğinin güçlenmesi
olarak algılayan nitelikli bir topluluk...İşvereniyle, otelciyle,
mağazacıyla, tesisçiyle, taşımacıyla, bürokrasiyle, toplumla
saygın ve örnek ilişkiler kuracak "yeni" bir rehber
profili...
Eğitimli
ve görgülü olmasından dolayı empati yapabilen; dolaysıyla
anlayışlı ve olgun birer "kültür elçisi" -"memleket
uzmanı"-"kadim kültürlerin sözcüsü"...
Neyse...
Hepimiz gayretimizi ve çabamızı sürdürdükçe yukarıdaki
ideallerimizin gerçekleşmemesi için görünen hiç bir engel
yok...
Tabii
konu çalışma kartının ücreti olunca meslek ve sınıf
bilincimiz konusunda biraz tereddütler oluşmadı değil...Birliğin
çalışma kartı için 100 TL talep etmesi üzerine bir sürü soru
çıktı meydana...
Nerede
kullanılacak bu kadar para?
Birlik
parayı tahsil edemiyorsa biz neden ödüyoruz?
Bu
parayı cebe mi atıyorsunuz? vs.
Sevgili
meslektaşlar,
meslek
birliğinin görevleri arasında
1)
Mesleki kurumlarımızın rehber üyeler ve kamuoyu nezdinde
saygınlığını ve güvenilirliğini korumak ve gözetmek,
2)
Mesleki kurumlar arası olası çekişmeleri veya anlaşmazlıkları
veya ihtilafları mümkün olduğunca yukarıdaki maddede ifade
edilen saygınlık-güvenirliklerini zedelemeden çözümüne azami
özen göstermek,
3)
Kurumlar arasında olası adli-idari veya cezai kovuşturma
olasılığında bile bunun ifşaasından kaçınma ve kurumsal
meşruiyetlerin bu sayede zedelenmesinin önüne geçme,
4)
Mesleki kurumların meşru işleyişlerine; seçimler dahil müdahale
etmemek ve rehber üyelerin iradelerine saygı göstermek,
5)
Kurumlar arası yazışmaların ifşaasından kaçınmak,
6)
Akçeli işlerin tüm şeffaflığı ile düzenli olarak ilanına
özen göstermek gibi durumlar vardır.
Ayrıca
unutmayınız birliğe aktarılmamış paralar da yine "rehber
meslektaşlar" yani sizin tarafınızdan uygun olarak ödenmemiş
ve dolaysıyla ödenmesi gereken yere ödenmemiş paralardır.
Bu
durumda 2 yıldır cebinizde taşıdığınız ve aktive edilen
çalışma kartının da ücretini siz ödediniz ancak
yöneticileriniz (yaklaşık üye sayısının % 70) bu paraları
ÖDEMEDİLER.
Mesleki
haklarımız konusunda duyarlı olmamız son derece olumlu bir
durumdur.Ancak istenen 100 TL olduğunda bu bir hezeyan yaratıyorsa
düşünmek gerekir...Eşkiyalarca darpedilen meslektaşımızın duruşmasına 30 kişi katılıyorsa burada bir sıkıntı var demektir...
Bu arada birlik üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmiş midir?
Şüphesiz hayır...Ama tüm rehberanın ulusal ve uluslarası konularının halli 5 kişinin kişisel maddi destekleri ile yürütülüyorsa zaten eksiksiz hizmet beklenemez...Merak etmemek lazım birlik yöneticiliği emekçiden yana yapıldığında "pop star" tadında bir yaşam tarzını hiç çağrıştırmıyor.Aksine promosyon uçak bileti, otobüs terminalleri, otel konaklaması yerine "eş-dost ziyareti" ve konaklaması,lüks balık lokantaları yerine "köşedeki tostçu" ve bilcümle harcanan her kuruşta meslektaş parası harcandığının sorumluluğu ile hareket ediliyor.Hem de en baştan beri...
Bu arada birlik üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmiş midir?
Şüphesiz hayır...Ama tüm rehberanın ulusal ve uluslarası konularının halli 5 kişinin kişisel maddi destekleri ile yürütülüyorsa zaten eksiksiz hizmet beklenemez...Merak etmemek lazım birlik yöneticiliği emekçiden yana yapıldığında "pop star" tadında bir yaşam tarzını hiç çağrıştırmıyor.Aksine promosyon uçak bileti, otobüs terminalleri, otel konaklaması yerine "eş-dost ziyareti" ve konaklaması,lüks balık lokantaları yerine "köşedeki tostçu" ve bilcümle harcanan her kuruşta meslektaş parası harcandığının sorumluluğu ile hareket ediliyor.Hem de en baştan beri...
*
Acaba olası daha büyük meblağların rehberlerin cebinden
çıkmaması için alınmış bir tedbir olabilir mi acaba çalışma
kartı ücretinin birlik kasasında toplanması?
*
Sahi 100 TL çok büyük bir meblağ mıdır?
Yanıtlarınız
farklı osa da bahsi geçen tutar için dava açmaya yeltenenler veya
şikayet dilekçeleri toplayanları meslek örgütlerinin gerçek bir
güç olması adına yapılan tasarrufları görmeye davet
ediyorum.Aksi takdirde sınıf bilincine haiz olamamış bir kaç
kişinin kopardığı fırtına asıl ilgilenmemiz gereken
yönetmeliğimizin sürüncemede bırakılarak işlevsiz hale
getirilmesi veya TÜRSAB yasa tasarısı gibi mesleki haklarımızı
"yok etmeyi" hedefleyen hamlelere karşı durmamıza ve en
önemlisi meslek örgütlerimize yönelik güvensizliğe sebep olur
ki; onlara en çok ihtiyacımızın olduğu bir dönemde bu yanlışa
dur demeliyiz.
Önümüzdeki
süreç çetin...
Lümpenlere
(**) kulak asmayınız..
Sevgilerimle...
(*)
bakınız Şahin Ulukanlıgil'in TUREB Resmi Facebook sayfasındaki
muhteşem İncelemesi
(**)Lümpen
sözcüğünün Türk Dil Kurumu sözlüğündeki açıklaması
aşağıdaki gibidir:
1
. Toplumsal sınıf bilinci olmayan.
2
. İçinde
bulunduğu toplumun kültürüne yabancı olan.