20 Şubat 2012 Pazartesi

21 Şubat Dünya Rehberler Günü

Tüm rehber meslektaşlarım için;
Hani ne demişti Cahit Sıtkı üstat “… Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun..”
tıpkı onun gibi 2012 yılının Dünya Rehberler gününde ben de meslektaşlarım için şunları isterim;

- Planlı kentleşme,
- Yağmurlarda çalışan kanalizasyon,
- Trafik sorununa çözüm,
- Park ve yürüyüş ihtiyacına cevap,
- Evsizlere ev,
- İşsizlere iş,
- Yalnızlara Eş,
- Bekarlara kısmet,
- Hayvanlara barınak,
- Hastalara hastane,
- Eğitimsizlere okul,
- Sokak çocuklarına yuva,
- Tinercilere terapi,
- İnançlara saygı,
- Fikirlere hoşgörü,
- Turizmde patlama,
- Otellerde doluluk,
- Otellerde rehbere ve kaptana oda,
- Otobüste konfor,
- Lastiklerinde profil,
- Çalışan mikrofon,
- Deneyimli ve güler yüzlü kaptan,
- Tur ve turist sayılarında coşma,
- Keyifli turist sayısında abarma,
- Güzel turist sayısında tavan,
- Meraklı ve coşkulu turist sayısında katlanma,
- Eğitimli ve paralı turistlerde artma,
- Alış-veriş yapan turistlerde ivme,
- Cömert turist sayısında rekor,
- Önyargısız turist sayısında şahlanma,
- Bahşişlerde kopma,
- Her şey- dahilde azalma,
- Duyarlı ve sorumlu vekiller,
- Rehber isteklerine kulak veren komisyon üyeleri,
- Meslekte yasa,
- Yasalara saygı,
- Adil rekabet,
- Paylaşımda adalet,
- Rehberlerde kendini geliştirme,
- Meslektaşlarda birbirine güven-dayanışma,
- Genç rehberlere özgüven,
- Rehber ailelerine daha fazla zaman ayırma,
- Çocuklara ilgi,
- Yaşlılara hürmet,
- Meslek örgütlerinde şeffaflık ve hakkaniyet,
- Muhalefette düzey,
- Seçilmiş meşru yönetimlere saygı,
- Yaşlı rehberlere rahat bir emeklilik,
- Acentelerde daha az bürokrasi,
- Yevmiyelere zam,
- Turistik hizmetlerde kalite,
- Camilerde “Rehber”,
- Ören yerinde “Rehber”,
- Milli parklarda “Rehber”,
- Meslekte sosyal güvenlik,
- Kazançta vergilenme,
- Herkese Sağlık,Sağlık ve Sağlık diliyorum….

Tüm meslektaşlarımın 21 Şubat Dünya Rehberler Günü kutlu olsun….

16 Şubat 2012 Perşembe

Rehberlik Mesleğinde “Mesleki Bilginin Devamlılığı Sorunsalı” veya “Günü Kurtarma Geleneği”

Bu yazımda rehberlik mesleğinin karşı karşıya olduğu zorluklarının bir kısmına ilişkin tespit ve eleştirilerimi sıralamak istedim.
Tarihe, arkeolojiye, mitolojiye, geleneklere tanık rehber aynı zamanda gününe de tanıklık eder (edebilir) mi? Etmeli midir? Hangi araç ve yöntemi kullanmalıdır ? Ülkenin objektif olarak tanıtımının rehberlik mesleğine ve ülkemize faydası var mıdır? Ülkenin tüm gerçeklerini tüm çıplaklığıyla ifadesinin meslektaşlarımızın işine ve kazancına etkisi var mıdır?
Uludere olayı, KCK-Ergenekon-Kafes-Balyoz-Sarıkız soruşturmaları, Soykırım oylaması, MİT yasası,Şike soruşturması, Cari Açık,İşsizlik,Hopa Olayları,12 Eylül yargılamaları ve nihayet Başbuğ’un tutuklanması…Aylardır gündemimizde bulunan konuları takip eden sadece ulusal basın kuruluşları olmayıp ; uluslararası basın da tüm olayları ayrıntılı olarak yurtdışından irdelemektedir.Ülkemize gelen okumuş-yazmış (Bu kitlenin sayısal olarak çok az olduğu gerçeğini de vurgulamak isterim ) turistlere laf yetiştirmeye zamanı-isteği olmayan rehber meslektaşların tarafsızca tüm ülkenin gündemini takip etme zorunluluğu mutlaktır; bu tartışma götürmez.
Ülkemizin geniş coğrafyasına sığmış tüm kültürel birikimlerin kadim izleyicisi ve anlatıcısı olan rehberlik mesleğini icra eden meslektaşlarımızın günümüz Türkiye’sini nerden gördüklerini hep merak etmişimdir. Yılın büyük bir bölümünü turistlerle geçiren meslektaşların ancak kendi memleketlerine gittiklerinde; ülkeyi ancak orada bulunup turizmle iştigal etmeyen insanlarla (akraba-eş-dost vs.) yani “yerlilerle” buluşması sonucu farklı bir bakış açısı bulup; ülkenin gerçek gündemiyle yüzleşmesi turist rehberlerinin ülkelerinin gerçek gündeminden soyut-yabancılaşmış bir yaşam sürdürdüğünü kanıtlar. Gerek çalışma koşullarının gerekse yaşam standartlarıyla ülkemizle örtüşmeyen rehber meslektaşların sokağın gündemiyle ancak “gezi esnasında- şehir turu dolaysıyla” muhataplığı sonucunda sürekli şaşırarak gelişme gösteren “yeni “ durumlarla da ancak gezdirdiği turist gruplarıyla tanık olabilmektedir. Meslektaşlarımız ülkemizin genel gidişatını objektif olarak gözlemleme yetisini biraz da turizmimizin genel gerçeklikten kopmuş olması dolaysıyla da gerçekleştiremediğini de açık yüreklilikle söyleyebilirim. Zira ülkemizde pazarlanan mal ve hizmetlerin çeşitli sebeplerden dolayı gerçek-reel-ideal düzeyde olmamasından dolayı pazarlama araçlarının ; buna rehber faktörü de dahil; gerçeklikle ilgisinin az olması kaçınılmazdır.Ayrıca sıkça karşılaştığımız “Deniz-Kumsal-Güneş” konseptli turistlerin pek de memleket meseleleriyle ilgilenmedikleri gerçeğini de göz ardı etmeden veya okumuş-yazmış turistin de alışverişe konsantre edilmesinin önemli sayılmasından dolayı memleket meselelerinden uzak durulması da salık verilmektedir.Bu gerçeklikten kopuş anlamını da taşıyan önemli durumun sonucunda ise farazi bir memlekette veya “ sanal” bir ülkede yaşandığını sanan meslektaşlarımız da vardır. Gerçeklikle ilginin azalması sonucu muhakeme yetisi de sendeleyen meslektaşlarımızın ; meslek veya sektör dışında herhangi bir uğraş edinme veya iş kurma durumuyla yüz yüze gelince başarılı olamamalarının bir sebebi de bu olmalı…Evet memleketlerini “Edirne’den Ardahan’a” dek tanıyan,ören yeri –müze demeden her yıl binlerce kilometre tepen; ancak ülkesinin hem ekonomik hem sosyal gelişimlerine yabancı kalınabilen bir meslek dalıdır aslında Turist rehberliği…Nazım’ın dediği gibi:..”hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. “Sanırım bu eleştirinin önüne geçmenin tek yolu biraz daha sırça köşklerden ayrılıp “halka” karışma, sokakta-pazarda insanların duygu ve hislerine kulak kabartma ve insanlarla bol bol konuşma olduğunu görmek gerekir.
Son yıllarda sosyal medyanın gelişmesiyle biraz daha politikleşen meslektaşların içeriği ve kaynağı belli olmayan paylaşımları da kalıp olarak paylaşıp; o konuda “sanal alemde” fikir ortaya koymaları da ilginç olmuştur. Kimi “özlü söz” sitelerinden hoşa giden vecizeleri paylaşan arkadaşlarımızın vecizelerin sahiplerini araştırmadan kullanmaları da yine süregelen yüzeyselliğin bir sonucudur. İnternet araçlarını ve kaynağını araştırmadan “tüketici “olarak paylaşılan her şeyi doğru kabul etmek de doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Yine kaynağı belli olmayan dayatma-tehdit veya ötekileştirici paylaşımların kime veya hangi çevrelere hizmet ettiği belli değildir.
Tüm bunları aşmanın yegane yolunun ancak meslek kuruluşlarının temel bilgileri tekrar ve ilginç bir şekilde söyleşiler, konferanslar, sunumlar veya meslek içi eğitim araçlarını kullanarak (ki burada konusunda uzmanlığın yanında hitabeti güçlü ve dikkatleri toplayabilecek konukların kullanımı da çok önemlidir) meslektaşlarımıza aktarma yolunun çok önemli olduğu düşüncesindeyim. Donanımını yıllar içinde kaybeden veya bilgi birikiminin gerilediğinden şikayet eden onlarca meslektaşımıza tanıklık ettim. Rehber meslektaşların şikayetlerinden birinin de gelen turist yığınlarının ne yazık ki istenilen düzeyde (hem gelir ve hem de eğitim düzeyi itibariyle) olmayan insanlar olmaları hasebiyle bilgi dağarcığının yıllar öncesi edinilen temel bilgileri dahi aşındırdığı şikayetidir.Bu sebepten ötürü bildiğini varsaydığımız tüm bilgileri üşenmeden tekrarlamak ve aşınmaya başlayan köşeleri tespit etmekte ;mesleğimiz açısından büyük fayda görüyorum.
Her ne kadar yoğun iş temposu ve kazanç elde etme gayreti rehber meslektaşlarımızı çok yorsa da, mesleğe kendi içinden bir devinim kazandırmak meslek örgütlerimizin temel amaçlarından olmalıdır. Maksat sadece günü kurtarma olmamalıdır.Herkese selamlar…

Bu Bir Veda Yazısıdır

 Rehber örgütlenmesi süreçlerinde yıllarını geçirmiş bir meslektaşınız olarak mesleki konulardaki son yazımı kaleme almaya karar verdim. ...