21 Aralık 2014 Pazar

Kompradorlar Arasında Nefes Almak veya Umudu Yeşertmek


Nefes mi alamıyoruz?...
Devletin makul şüphesinden mi çekiniyoruz?...
Hakkımız mı gaspediliyor?...
Sıkıntılarımızı özgürce dile getiremiyor muyuz?...
Basın sıkıntılarımızı görmüyor mu?...
Basın hükümetin borazanlığını mı yapıyor?...
Havuz medyası tarihin en büyük paraları karşılığında suskun mu?...
Sermaye çevreleri bizi hakkımızdan ziyade karın tokluğuna mı mahkum ediyor?...
Sokağa çıksak Cop-Tazyikli Su-Toma-Biber Gazı- Tutuklanma tehditi mi var?...
Hakkımızı mahkemelerde mi aramalıyız?...
Güven duyduğumuz mahkeme kaldı mı?...
Devletin şefkati mi kalmamıştı?...
"Cumhur" kimsesizlerin kimsesi değil miydi?


* * * * * * * * * * * * * *
Çocuklarımızın geleceği için endişeli miyiz ?...
Gelecek günümüzden aydınlık görünmüyor mu?...
Okullarımızdaki eğitim seviyesi iyi durumda mı?...
Temel Okuma-Anlama ve Temel Matematikte Dünyada 45. sırada mıyız?...
Yabancı Dil eğitimimiz skandal boyutta kötü mü?...
Osmanlıcaya ihtiyacımız var mı?...
Mezar taşlarını mı okumalıyız?...
Ecdadımız Osmanlıca okur-yazarmıymış?...
Tüm liseler İmam-Hatip mi olmalıymış?...
Laiklik devletin din alanında etkisinin olmadığı "hayali" bir sistemin adımıymış?...

* * * * * * * * * * * * * *
Yılgınlığa mı düşmeliyiz?...
Küsmeli miyiz herşeye?...
Cehalete küfür mü etmeliyiz?...
Cebine fazladan 20 TL sokana oy verenlere düşman mı olmalıyız?
Kömür-makarna alanları suçlu mu ilan etmeliyiz?...
Onları bu hale getirenlere ne diyeceğiz?...
Bidon kafalı demek yeterli mi?...
Muhalefet partileri yeterli mi?...
Yoksa işin ucundan mı tutmalıyız?...
Politikayı uğraş edinenlerden hoşlanmıyorsak onların alternatiflerini mi oluşturmalıyız?...
Yoksa...yoksa hiç bir şey yapma niyetinde değil miyiz?
"Birileri yapsın, bana dokunan olmasın" cılardan mıyız?
Birileri yapsın diye verdiğin oyların hakkını kaç kişiden aldın??...
Sorumluluk istemiyor musun?...
Korkuyor musun sorumluluk almaktan?...
Sorumluluk alanlara gıcık mısın yoksa?...
Eeeee..nasıl olacak peki?..
Hem sorumluluk isteme; hem de hesap sorulmasını iste...
Sanırım pek çoğumuzun durumu ülkenin her kurumu karşısında neredeyse aynı...
Kayıtsızlığımız, yılgınlığımız, örgütlenme ve dayanışma eksikliği gibi konular bizleri tüm alanlarda etkiliyor.
İktidar sahiplerine hakkının karşılığını isteme yerine ; ona yaranmayı erdem belletmişler bize. Tüm kurumlara sirayet etmiş...
Ata sözlerimizde "..bal tutan parmağını yalar..", "..köprüyü geçene kadar ayıya dayı..." veya "... el öpmekle ağız eskimez..." denmişse; atalarımızdan beri bu ilkesizlik-omurgasızlık ve güçten yana olma durumumuz baki demektir.
En fazla güçten yana olanların da en fazla ezilenlerden çıkması da tarihte çokça karşımıza çıkar.
* * * * * * * * * * * * * *

Ne yapmalı?..
Ülkeyi mi terk etmeli?...
Uruguay'a mı sığınsak?...
Kaçıp kurtulalım mı?...
Kalanların da canı mı çıksın?...
Ortalığı kompradorlara* mı teslim etmeli?

Sanmıyorum... Tüm bu sancılardan kurtulmanın tek yolu meşru mevzilerimizin hakkını vererek ve sorumluluk alarak ve hesap sorarak olacaktır.Yani yol bilindik...MÜCADELE....
Yani yol bilindik..Aktif mücadele ya da Aktivist duruş sergilemek.Sorumluluk alarak, sorgulayarak, "birileri benim adıma yapsın; ben de faydalanayım" demeyerek, gerekirse bedel ödeyerek, birliğin güç olduğunu kavrayarak, dayanışma içinde olmayı erdemlilik sayarak, memleketine-işine-aşına-çocuklarının geleceğine sahip çıkarak (bizzat). Kaçmadan, kaçış yolları aramadan, başkalarının üzerine yükler yüklemeyerek; adamsendeci ve teslimiyetçi olmadan; her birimiz inandığımız ilkeler ve görüşler adına aktif birer "yurttaş-birey-meslektaş-anne-baba-işçi-köylü-işveren-akademisyen-öğrenci vs" olarak .İster siyasi ,ister akademik ,ister mesleki ya da topyekün tüm konularda aktifleşerek kımıldamak, yol almak,umudu yeşertmek...

Herkese İyi Yıllar....





*Komprador sözcüğü ilk anda yabancı gelse de, aslında hergün bir arada olduğumuz pek çok kişi için kullanabileceğimiz; nefis bir tanımlamadır.Onlar gölgesinden medet umdukları çevrelerin- sermayenin- iş ve nüfuz alanlarının gölgesinden faydalanan asalaklardır. Bu kabil insanlar sermaye nüfuzunu kullanan sermayedarların sözcülüğü görevini de sermaye sahiplerinden daha ateşli olarak yaparlar.

Sözcüğün etimolojisi de oldukça ilginç.Wikipedia verileri "Komprador" sözcüğünü şu şekilde ifade ediyor;


Komprador, (Portekizce:Comprador, "alıcı"ya da "satın alıcı", "tedarikçi") 18. yüzyıl sonlarıyla 20. yüzyıl başları arasında,Doğu (özellikle Çin) ve Güneydoğu Asya'da ticaret yapan Batılılara aracılık eden yerli tüccarlara verilen ad.

Comprador kelimesi, Latince kökenli olan comparare kelimesinden türeyerek Portekizce üzerinden modern Batı dillerine girmiştir. Zamanla "işbirlikçi" anlamını kazanarak Çin'e benzer ülkelerde de benimsenen komprador sözcüğü, ülkenin yabancılarca sömürülmesine katılan kişiler için kullanılmaya başladı.

Marksist teoride emperyalistlerle işbirliği yapan yerli kapitalistler için kullanılır.

Bu Bir Veda Yazısıdır

 Rehber örgütlenmesi süreçlerinde yıllarını geçirmiş bir meslektaşınız olarak mesleki konulardaki son yazımı kaleme almaya karar verdim. ...