4 Temmuz 2011 Pazartesi

Rehberlerin Örgütlenmesi Sorunsalı 4

Bir önceki blog yazımda rehber kökenli genç ve dinamik yöneticilerin yönetici olduktan sonraki değişiminden söz ederken sıranın , kendilerinde kalacağını hiç düşünmemiştim.Zira söz konusu genç yöneticilerin pek bir basiretli ve özel yetenekli olduğu gerçeği ile yüzyüze kalmış biri olarak konuyu bu yazımda da onlara odaklayacağım.Söz konusu arkadaşlar iyi giyimli,sportif, yüksek hitabetleri ile “modern çağın” birer temsilcisi gibi görünürler.Spor arabaları, aristokrat sporlara olan ilgileri, bakımlı ve güler yüzlü olmaları gibi ortak yönleri çoktur.Manikür-pedikürden tutun da kıl-tüyden lazer yoluyla kurtulma veya düzenli masaj yaptırmalarının hep “presentable” olma adına yaptıklarını biliriz. Steril ve klimalı ortamlardan ve sorumluluğu büyük ve stresli iş yaşamından biraz olsun uzaklaşmak için Uzakdoğu felsefeleriyle uğraşmak veya kendini sufizme adayanlar dahi vardır.Sağlıklı yaşam ve beslenme gibi nerdeyse takıntılı durumları ve düzenli olarak gittikleri spor salonlarında düzenli egzesizlerine rağmen abartılı kutlamalarda birer puro tüttürme gibi garip ve son derece “sağlıksız”ortak haz ve ritüelleri de vardır.
Sözkonusu yöneticiler çalışanlarının hak talepleri ile karşılaştıklarında ise o “salon insanı” hüviyetinden hızla uzaklaşırlar ve bildiğimiz o “sportif” ve “gentleman” edalarından geriye hiçbirşey kalmaz.Hak talebini haksız çıkarmak için yapamayacakları yoktur.İnanın bunu yaşadığım için söylüyorum.Öncelikle hemen bu talebin kökü dışarıda bir çıkar odağı ile ilişkilendirmek işin en kolay yanıdır bu arkadaşlar için. Talep sahiplerinin niteliksizliğinden dem vurmaları veya yurt ve millet sevgisinden şüphe duymaları son derece olağandır.Hak taleplerini geri çevirme adına korku yayma-tehdit etme veya yandaş toplayarak yapılacak hak taleplerini boşa çıkarma konusundaki üstün yetenekleri takdire şayandır.Hak talebinde bulunan kişileri iş piyasasından “silme” tehdidi sanırım artık kanıksanan ortak bir tutumları haline gelmiştir.Yani bu aslında o kadar “modern”, ”eğitimli”, ”düzgün” giyimli ve “fit” görünümlü arkadaşlar hak talepleriyle yüz yüze kaldığında Sicilyalıları andıran yöntemlere kendi iktidarlarını koruma adına korku ve tehditler savurmaktan asla çekinmezler. Çalışanların hakları ve ödevleriyle, onların insan olmalarından doğan temel haklarla donatılmış olduklarından nerdeyse hiç haberleri yoktur. İş yasalarında doğan tazminatların yüzyıllar boyunca iş akdiyle çalışmış bulunan yığınların haklarının teminatı olarak tüm dünyada özellikle 2.Dünya savaşından sonra sosyal devlet anlayışının gelişimiyle tüm çalışanlar için büyük bir kazanım olduğunu bilmeleri bir yana,kutsal çalışma hakkından doğan tazminatı engellemek için psikolojik baskı yöntemlerini dahi kullanırlar.Bu göz torbalarını aldırmış ve botoksla yüzünü gerdirmiş arkadaşların “modernliği” ne yazık ki sadece görüntülerindedir.Davranışları itibariyle köle tüccarı, çiftlik kahyası veya mafya üyesinden pek farkları yoktur.Yine de bu saygıdeğer arkadaşların herhangi bir hak talebiniz yoksa normalden de öte pek kibar ve ağdalı laf üretme konusunda pek bir hünerli olduğunun da altını çizmek isterim.Aslında çok tatlıdırlar….yeter ki haktan bahsetmeyin….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Bir Veda Yazısıdır

 Rehber örgütlenmesi süreçlerinde yıllarını geçirmiş bir meslektaşınız olarak mesleki konulardaki son yazımı kaleme almaya karar verdim. ...