21 Haziran 2011 Salı

Rehberlerin Örgütlenmesi Sorunsalı 3

Rehber milletinin örgütlülüğü ile birlikte bir de çok somut bir realite vardır ortada o da rehberlik yapmış bir genç yönetici kuşağıdır.Evet duyar gibiyim "eee bunun neresi sorun??" dediğinizi.Evet esas sorun da budur.Meslektaşlarımızın yönetici olması durumu bir avantaj gibi görünsede aslında çok ciddi bir handikaptır.Çünkü ne yazık ki yabancılaşan meslektaşlarımızın empati yapacağı düşüncesi tamamiyle naif bir beklentidir.Rehberlik pratiğinden yani sahadan ayrılan meslektaşlarımız bırakın empatiyi ;kendi konumlarını korumak ve şirket karlılığı adına çok değil birkaç yıl önce aynı düşünceleri paylaşan insanlar olmaktan çıkmaktadırlar.Meslekte iken omuz omuza verilen temel rehberlik doğrularından sapmaları veya onların deyimiyle"masanın diğer tarafına geçince" gösterdikleri sapma Kafka'nın "Değişim" kitabından bile ürkütücüdür.Başımdan geçen bir olayı aktarmak isterim,şöyle ki yıllarca Antalya'nın kavurucu sıcaklarında Kemer bölgesinde birlikte çalışıp; türlü sıkıntılara ve haksızlıklara birlikte göğüs gerdiğim bir meslektaşım günün birinde yorucu ve sefil ve parasız bir günün sonunda Kemer dolmuşu (!) ile Antlaya'ya dönerken çok hisli bir şekilde:"Oğlum Ulusoy şu halimizi asla unutmamalıyız..birbirimize kentlenmeliyiz...hesap sormalıyız.." türünden şeyler söylerken romantik bir naif olan ben ,bu konuşmadan çok etkilenmiş ve sonsuza dek unutamayacağım bir konuşmaya tanık olduğumu düşünmüştüm.Aynı arkadaşım yönetici olduktan sonra ilişkimizin soğuması bir yana böylesi temel konulardan uzaklaşması ışık hızında gerçekleşti.
Artık o bir profesyonel yönetici idi analitik düşünür;steril ofis ortamında ürünler geliştirirdi.Artık olayın içindeki birisi değil yönlendiren bir kimse idi.Rehber milletini iyi tanır, onların çalışma alışkanlıklarını ezbere bilen biri olmuştu.Bu durum rehberlerin üzerine karabasan gibi çöken bir durumdur.Hani şu kaplumbağa öyküsüne benzer birden mensubu olduğu meslek grubu ile hiçbir ortak paydası kalmamıştır...
Rehberlik yaparken yönetici olup değişip-dönüşmeyen meslektaşlarımızın sayısının yok denecek kadar az olması çok üzüntü vericidir.Onlardan sürekli anlayış bekleyen rehber meslektaşlarımızın çokluğu da bir o kadar fazladır.Garip bir durum; senden biriyken sana güvenmeyen,seni beğenmeyen herşeyden önemlisi haklarını geliştirme iradesi göstermeyen meslektaşlarımızın günün birinde yine aramıza gelmeleri pek ala olası ve oldukça sık rastlanan bir durumdur.Yine gariptir ama onları herşeye ve siteme rağmen aramıza alacağımıza da inancım tamdır.Bu durumun sanırım biraz da genel olarak zayıfların veya normallerin güç ve iktidar sahibi olunca kuvvetli ve normal-üstü olması durumu ile özetleyebiliriz.Tüm dileğim bu dostlarımızın rehberlerin örgütlülüğü
noktasında bir "titreyerek kendine gelme" durumu ile öncülük ederek yardımcı olmalarıdır.Unutulmasın rehberliği geri dönünce utanılacak durumların öznesi olmamak gerekir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Bir Veda Yazısıdır

 Rehber örgütlenmesi süreçlerinde yıllarını geçirmiş bir meslektaşınız olarak mesleki konulardaki son yazımı kaleme almaya karar verdim. ...