20 Mayıs 2011 Cuma

Rehberlik Mesleğinden ve Rehberlerden edindiğim İzlenimler 3.Bölüm

Heryerde olduğu gibi meslek yaşantısı içinde de 90 larla birlikte gelişen tüm turizm kurumlarında,alışkanlıklarında ve de en önemlisi meslektaşlar arası ilişkilerde müthiş bir yozlaşma ve yabancılaşma yaşandı.Bu duruma en çok hız veren şüphesiz Körfez Savaşı dolaysıyla olsun, turistik yörelere yapılan saldırılar olsun veya Öcalanın tutuklanması sonucu bir yandan Türkiyeye gelen turistin sayısının çok düşmesi; bu düşme karşısında operatörlerin büyük bir panikle bu tehlikeyi hafifletmek amacıyla fiyatları çok düşürmesi ve bu düşme sayesinde çok düşük nitelikte ve umarsız turistlerin ülkeye yönelmesine sebep oldu.Bununla birlikte güzel ülkemizin "işbilir" operatörleri yaz turizmine damga vuracak ve aynı zamanda hizmet kalitemizi yerle yeksan edecek "herşey dahil" konseptiyle ;tüm uğraşı verdiği paranın karşılığını almak uğruna günün dörtte üçünü yemek yiyip içki içmekle geçirecek çoluk-çocuk,ihtiyar genç yeni bir turist tipinin doğmasına sebebiyet vermiştir.Ortalama olarak genel fiyatlandırma sıralamasında iyi yerlerde bulunan güzel yurdumuz gerek ayrılıkçıların saldırıları gerekse de ülkemizin ekonomik istikrarsızlığı ile birlikte her yıl bahsi geçen fiyatlarını daha da düşürerek artık kültür turizmi merkezinden ziyade ucuz turizmin cazibe merkezi olma gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır.Avrupalı operatörler artık ülkemizi Akdeniz çanağının zorunlu olarak dolduğu dönemin sonunda sunulası bir turistik ürün haline getirmişlerdir.Tüm bunlar olurken yurdumuzun yerli ve büyük acenteleri de bol karlılıktan az karlılığa geçerek tüm var olan alışkanlıklarına bir son verme kararı aldılar.Artık çok ve bol maliyetli çalışanların yerini az olmakla beraber çok çok fazla çalışarak çok daha azına tamah edecek yeni kuşak bir personel üretme yoluna girildi. Her otel rehberine araba tahsisinden vazgeçilerek sırasıyla 4 rehbere bir arabaya; bölgelerdeki otel rehberlerine birer bisiklet derken otellere yayan (!) gidilerek turistlerin günlük ihtiyaç ve sorunlarına eğilmesi gereken rehber topluluğuna ben tanık oldum.Bu arada ülkemizin her yanında olduğu gibi sektörümüzde de ucuz eleman ihtiyacı hemen hasıl oldu.Ne gariptir ki çok sektörde olduğu gibi kadro yenilenmeleri ile yeni (genç ve aç) kadrolar ve yeni maaş ve prim politikaları ile giderek tecrübeli çalışanlara yol verilmesi veya daha azıyla devam edilmesi yöntemi yaygınlaştı.Böylelikle kısa bir süre içinde tüm rehber camiası birden son derece mütevazı paralara çalışmak zorunda bırakıldı.Yıllar içinde yine tüm ülkemizde olduğu gibi mesleki örgütlenmeler veya sendilaşma oranının düşüklüğü bu konuda turizm işverenince hoyratça kullanıldı.Yapılan işin niteliği yerine ödenecek ücret önemsenince de meslekte niteliği olmayan sırf rehberlik brövesi olan veya bu işi yapabilecek yabancı dillere sahip kişilerin sektöre girişi hızlandı. Bu ister istemez kollektif bir gerginliğe ve de "ne hallere düştük hocam" geyiklerine sebebiyet verdi.Artık kendi işini sürekli olarak tehlike altında gören ve dolaysıyla başka meziyetler geliştiren rehber meslektaşlarla karşılaşma olasılığı yükselmiştir.Artkı her turistik yönetici ile profesyonel iş ilişkileri geliştirme yerine onlarla içli dışlı olan,özel hayatlarında olduğu gibi ailecek tanışıklık ve dostluk arayışında olan rehber meslektaşlarımız tüm hünerlerini konuşturma yoluna giderek dostluk ve aile tanışıklığını iyiden iyiye yozlaştırdılar.Günümüz genç rehberlerinin bu anlamda tutunması ve de iyi işlere çalışması yöneticilerle olan ilişkilerle doğrudan ilintilidir.Bu yozlaşma; yabancılaşmayı da beraberinde getirdi.Hakkaniyet kavramı "yakınlık" kavramıyla,sırdaşlık kavramı "ispiyonculukla" ve çalışkanlık kavramı "işbilirlikle" ikame edildi.Artı kocaman kavramların turizmdeki karşılığı o kavramların içinin boş olması ile açıklanacaktı. Artık eskiden yarım pansiyon otel lobilerinde "ödenmez " kaydı bulunan adisyonlarla dilediklerini yiyip içebilen ve otel çalışanları ve yöneticilerinden saygı ve hürmet gören rehber kardeşlerimiz yerine zamanla özen ve hürmet alışkanlığından mahrum kalarak "eleman" muamelesi görmeye başlar.Ne de olsa yıllarca kendisine tahsis edilen otomobil elinden alınmış ve kendisine "Bisan" marka bisiklet tahsis edilmiştir(!).Demem o ki memlektin her alanında artık itibarı azalmış bir meslek topluluğu vardır.Hem maaşı azalmış hem fiyakası bozulmuştur.Yaptığı işi yabancı dili olan herkes yapmaktadır.Yerinin doldurulmaz olduğunu düşünmesi abestir(!).Ve meslektaşlarına karşı güvensizdir.En iyisi kimseyele fazla vakit geçirmemektir.Hatta muhatab bile olmamaktır şu yeni yetmlerle neme lazım bunlar adamı işinden edebilirdi...Acı ama gerçekten yaşandı bunlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Bir Veda Yazısıdır

 Rehber örgütlenmesi süreçlerinde yıllarını geçirmiş bir meslektaşınız olarak mesleki konulardaki son yazımı kaleme almaya karar verdim. ...